Almanya’da 23 Şubat’ta yapılacak erken seçimlere iki hafta kala, Sosyal Demokrat Partili (SPD) Başbakan Olaf Scholz ile muhalif Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) Başbakan adayı Friedrich Merz, televizyon münazarasında karşı karşıya geldi.
Kamu televizyonları ARD ve ZDF’nin 90 dakikalık canlı yayında karşı karşıya gelen iki lider, seçmenlere seslenerek partilerinin seçim vaatlerini anlattı.
Başbakan Scholz, rakibi olan Merz’i aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi ile işbirliği yapmama ilkesini ihlal etmekle suçladı ve Merz için “güvenilmez biri” değerlendirmesinde bulundu.
Ana muhalefet partisi Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) lideri Merz ise bu suçlamaları reddederek, mültecilere yönelik bir öneriye AfD ile birlikte destek vermenin AfD ile işbirliği yapacakları anlamına gelmediğini, birçok konuda aralarında ciddi fikir ayrılıkları olduğunu savundu.
Düzensiz göç konusunda kısıtlayıcı politikalardan yana olduğunu belirten Scholz, Merz’in planlarının Avrupa hukukuna aykırı olduğunu ve kendisinin de “Federal Mecliste şov yapmak istediğini” söyledi.
Merz ise göç politikaları konusunda Başbakan Scholz’un, Hür Demokrat Parti (FDP) ve Yeşiller ile işbirliğinde 2021’in sonunda göreve gelmesinden itibaren pek ilerleme kaydetmediğini söyledi.
Ekonomik konularda da hükümeti eleştiren Merz, Scholz’e, “Şu anda Almanya’da daha önce hiç görülmemiş bir durgunluğun üçüncü yılındayız. İşsizlik ve iflas rakamları da giderek artan bir eğilimle felaket düzeyinde. Sanayide 300 bin iş kaybı ne anlama geliyor?” sorusunu yöneltti.
Scholz, ekonomideki kötü havayı kabul ederek, “Ukrayna’yı ben işgal etmedim. Onu yapan Putin’di ve bunun ekonomik sonuçları oldu.” ifadelerini kullandı.
Bunun üzerine Merz, diğer ülkelerin de Rusya’nın saldırgan savaşından etkilendiğini, ancak ekonomik açıdan aynı ölçüde gerilemediklerini savundu.
Merz, Scholz’e böyle bir savaş ve kriz ortamında neden 3 nükleer santrali kapattıklarını sorarak, “Başka hiçbir ülke böyle çılgın bir fikirle ortaya çıkmazdı.” ifadelerini kullandı.
Nükleer enerjinin aşamalı olarak kaldırılmasında herhangi bir liderlik başarısızlığı görmediğini belirten Scholz, “Şunu açıkça belirtelim: Sayın Merz de nükleer santrallerin kapatılmasının ekonomik kalkınmayla hiçbir ilgisi olmadığını biliyor, o bunun için fazla akıllı.” diyerek, bu konunun tartışılmasının “saçmalık” olduğunu savundu.
Münazarada göç ve aşırı sağın yanı sıra Alman ekonomisinin içinde bulunduğu zorluklar, vergi politikaları ve Ukrayna savaşı da temel tartışma konuları arasında yer aldı.
Seçimlerden önce en kalabalık televizyon tartışması ise 16 Şubat Pazar günü gerçekleşecek. Bu tartışmada, Scholz ve Merz’in yanı sıra AfD’li Alice Weidel ve Yeşiller’den Ekonomi Bakanı Robert Habeck karşı karşıya gelecek.
ANKETLER BAŞBAKAN SCHOLZ’UN PARTİSİNİ ÜÇÜNCÜ SIRADA GÖSTERİYOR
Kamu yayıncısı ARD tarafından yapılan son anket sonucuna göre, seçmenlerin yüzde 69’u seçimden sonra istikrarlı bir hükümet kurulmaması konusunda “çok büyük” endişeler taşıyor.
Son anketlerde, Merz’i başbakan adayı gösteren Hristiyan Birlik Partileri yüzde 31 oyla birinci, aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi ise yüzde 21 oyla ikinci sırada yer alıyor.
Başbakan Olaf Scholz’un partisi Sosyal Demokrat Partinin yüzde 15, Yeşillerin yüzde 14, Sol Partinin ise yüzde 5 oyu bulunuyor.
Hür Demokrat Parti ve sol popülist Sahra Wagenknecht İttifakı-Anlayış ve Adalet İçin (BSW) partileri ise seçim barajı olan yüzde 5’in altında kalıyor.
