Konser tamamen batarya gücüyle çalıştırıldı ve etkinlik alanında yalnızca vegan yiyecekler sunuldu. Müzisyenler, seyahatlerinde uçak yerine otobüs ve feribot gibi daha düşük karbon salımı yapan ulaşım araçlarını tercih etti. Ayrıca izleyicilere de düşük karbonlu ulaşımı teşvik etmek amacıyla çeşitli ödüller verildi.
Örneğin, trenle gelen izleyicilere özel VIP bileklikler verilirken, istasyon ile konser alanı arasında ücretsiz elektrikli otobüs seferleri düzenlendi. Bristol’de yaşayanlara ön satış hakkı tanınarak, seyircilerin uzun mesafeler kat etmesinin önüne geçildi.
Euronews’te yer alan habere göre; araştırmacılar, konserin sera gazı emisyonlarını standart uygulamalarla düzenlenen varsayımsal bir açık hava konseriyle karşılaştırdı. Sonuçlar çarpıcıydı: Sanatçıların düşük karbonlu ulaşım tercihi emisyonları yüzde 73 azalttı, dizel yerine hidrojenle işlenmiş bitkisel yağ kullanımına geçilmesi yakıt emisyonlarını yüzde 70 düşürdü, vegan menü sunumu ise yemek kaynaklı emisyonları yüzde 89 azalttı.
Ancak tüm bu çevreci önlemlere rağmen, seyircilerin yalnızca yüzde 5’i uçakla gelmesine karşın, bu küçük grubun yolculuğu toplam sera gazı salımının yüzde 64’ünü oluşturdu.
Act 1.5’ın baş yapımcısı Mark Donne, bu konseri “şimdiye kadar düzenlenen en temiz, en yeşil festival etkinliği” olarak tanımladı. Donne, “Temiz teknoloji hazır, sadece uygulanması gerekiyor. Hayranlar temiz konserler istiyor, bu çok net. Artık organizatörlerin ve hükümetlerin bu ihtiyaca yanıt vermesi gerekiyor” dedi.
Tyndall Merkezi’nden Profesör Carly McLachlan da konserin çevre dostu festivaller için bir dönüm noktası olabileceğini belirtti. McLachlan, “Bu etkinlik, organizatörlerin, hizmet sağlayıcıların ve yerel yönetimlerin düşük karbonlu etkinlikler için nasıl bir zemin oluşturabileceğini gözler önüne serdi. İngiltere, ultra düşük karbonlu etkinliklerde dünya lideri olabilir” ifadelerini kullandı.
Massive Attack’in solisti Robert Del Naja ise medya ve organizatörlerin küresel turneleri normalleştirerek uçaklı seyahati teşvik ettiğini söyledi.
